İlkbaharda Bursa’da Gezilecek Yerler

İlkbaharda Bursa’da Gezilecek Yerler

Bahar Geldiğinde Mi Bursa Böyle Olur? Yoksa Bursa Böyle Olduğunda Mı Gelir Bahar?

Bursa denilince akla gelen ilk renk “yeşil” olsa da ilkbahar gelip çattığında “yemyeşil” dememiz çok daha yerinde olur bu güzel şehri doğru ifade edebilmek için aslında. Bursa, Mart’ın aldatıcı ilkbahar izlerini atlattıktan sonra kıştan kalan kuru toprağı çatlatarak yavaş yavaş yeşillenmeye, köklerinden tuttuğu ağaçları ile tomurcuklarını çıkarmaya başlar.

Soluk renklerin ve kar beyazının yerini yavaş yavaş yeşile bıraktığı bu muazzam mevsim geçişinde ise Bursa ayrı bir güzel, ayrı bir gezilesi olur. İklime ve zamana karşı yıkılmadan ayakta duran, Bursa’yı Bursa yapan yerleri gezmeye doyulmaz bir hale bürünür. Hadi gelin ilkbaharda yemyeşil eşsiz Bursa’yı beraber gezelim ?

Gölyazı

İlkbaharı Gölyazı’da karşılıyoruz ilk olarak. Ulubat Gölü’nün kıyısındaki minik bir yarımadaya kurulmuş olan küçük bir balıkçı köyü Gölyazı. Kadın erkek fark etmez balıkçılık ile uğraşan köy halkı sizi ilkbahar kadar taze, sıcacık bir gülümseme ile karşılar.

Köyün doğal güzelliğinin yanında eski Rum evlerine ve tarihi yapılarına bir göz atabilirsiniz. Roma döneminden kalma Apollon Tapınağı’nın görkemine kapılabilir veya Aziz Panteleimon Kilisesi’nin ve Aziz Constantinus Kilisesi’nin tarihi yapısına tanıklık edebilirsiniz. Her yıl Mayıs ayında düzenlenen Leylek Şenlikleri’ne denk gelirseniz Gölyazı’yı en hareketli haliyle yakalamışsınız demektir.

Ayrıca ikinci bir kuş cennetidir Gölyazı. Manyas Kuşgölü’nden balıkların bolluğu sebebiyle beslenmek için gelen kuşlara, Ulubat Köyü’nün kıyısında da rastlamak mümkündür. Kuş cennetinden yükselen muazzam kanat çırpış seslerinin hemen yanında içten içe ağlayan bir ağaca rastlayabilirsiniz. Buruk hikayesi ile şekillenen ve bilinen Ağlayan Çınar’ı ziyaret etmeyi ise sakın unutmayın!

İnkaya Çınarı

Gölyazı’nın havasını, suyunu, tarihini kalbimizde yeşeren unutulmaz anılarla arkada bırakıyor ve Türkiye’nin en yaşlı ağacı olarak bilinen İnkaya Çınarı’nı görmeye gidiyoruz. Bursa’nın dünyaca ünlü olan bu ağacı altı yüz asırlık bir bilge. Neler gördü geçirdi kim bilir?

35 metre boyu ve 9,2 metre gövdesi ile insanın yanında kendini küçücük hissetmesine sebep oluyor. Ağacın gövdesine sarılmak isterseniz iki koldan çok daha fazlasına ihtiyacınız olacağı kesin ? Tarihi çınarın uçsuz bucaksız serin dallarının altında çay bahçesinde oturup sıcacık çayınızı yudumlama keyfini kaçırmayın.

Irgandı Köprüsü

İnkaya Çınarı’nın asırlık gölgesinde ruhumuzu dinlendirdikten sonra soluğu Irgandı Köprüsü’nde alıyoruz. Dünya üzerinde yer alan çarşılı dört köprüden biri olan Irgandı Köprüsü Bursa’nın tarih ve kültür yolu rolünü üstlenmiş zamanında. Savaşların açtığı tüm yaralara karşı bir şekilde ayakta kalmayı başarmış Irgandı Köprüsü bize çetin kış soğuklarını atlatıp bembeyaz örtüye inat filizlenen, gücünü köklerinden alan ağaçların azmini hatırlatıyor. Bize ilkbaharı anımsatan bu köprü tarihin ve sanatın mükemmel bir karışımı.

Irgandı Köprüsü üzerindeki dükkanlarda Bursalı sanatkarlar ve zanaatkarlar, çinicilikten nakkaşçılığa, sedefçilikten oymacılığa kadar göz nuru ve el işçiliğinin en güzel örneklerini ziyaretçilerin beğenisine sunmakta. Bu değerli sanat ürünlerini dünyada sadece üç örneği daha olan bir köprüde inceleme fırsatını yakalayabilirsiniz ?

Cumalıkızık

Yılların getirdiği tüm zorluklara karşı ayakta kalmayı başaran ve tarihle sanatın birleşerek vücut bulduğu Irgandı Köprüsü’nden bir başka eşsiz güzelliğe geçiyoruz. Hatta o kadar eşsiz ki 2000 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne alındı bu tarihi yer. İlkbaharda açan rengarenk çiçekleri aratmayacak evlere sahip Cumalıkızık, adeta bir yaşayan kültürel miras müzesi… Yaklaşık 700 yıl önce Oğuzlar’ın Kızık boyu tarafından kurulmuş bir yerleşim yeri ve Osmanlı sivil mimarisinin yaşayan bir örneği olan Cumalıkızık evleri taa o zamanlardan bu zamana bir şekilde korunarak, restore edilerek ulaşmayı başarmış.

Köyün geçmişinden koparak gelen antika eşyaların sergilendiği Cumalıkızık Etnografya Müzesi ise görülmeye değer. Ayrıca Haziran ayında yolunuz buraya düşerse Ahududu Şenliği’ne denk gelme şansını yakalayabilirsiniz.

Genellikle üç katlı moloz, taş, ağaç ve kerpiçten yapılan Cumalıkızık evlerinin restorasyon sonrası büründüğü gökkuşağını yansıtan havası burayı eşsiz kılıyor. Bu köyün dar sokaklarında kaybolurken; yemyeşil sarmaşıkların, yeni çiçek açmış ağaçların ve rengarenk Cumalıkızık evlerinin arasında fotoğraf çekilmeyi ise sakın unutmayın ?

Ve Tabi ki Bursa Teleferik ?

Cumalıkızık’ın rengarenk büyüsünü geride bırakıp Bursa merkeze inmeden önce teleferiğe uğramayı unutmayın. ?? Dünyanın kesintisiz en uzun hattına sahip olan teleferiğimiz ile manzaranın keyfini çıkarabilir, ilkbahara merhaba demenin tadını altınızda çam ağaçlarını hissederek yaşayabilirsiniz.

Bursa her daim güzel ama ilkbaharda bir başka güzel. Hadi siz de gelin bu ilkbaharda yemyeşil Bursa’nın tadını çıkarın.

Leave a Reply

Your email address will not be published.